3 Şubat 2010 Çarşamba

ÇAY , SİMİT ve İSTANBUL




Bir pazar sabah kalktınız canınız hiç kahvaltı hazırlamak istemiyor..Yatağa geri mi dönsem acaba düşünürken birden bir ses işitiyorsunuz dışardan..açıp pencereyi iyice dinliyorsunuz 'simitçiiii' diyen o ses birden aklınıza çayı getiriyor..Güneş bir yandan parlıyor sokak sizi çağırıyor resmen..Hızlıca giyinip kendinizi atıyorsunuz sokağa..istikamet Çınaraltı..Çengelköyün muhteşem fırınından 2 simit alıyorsunuz..deniz kenarında bir masa sandalye buluyorsunuz ve ' garson bir ince belli bardakta çay diyorsunuz'..çay , simit ve İstanbul...boğazda oturup bunun tadını bilmeyen yoktur heralde..burnunuza gelen deniz kokusu simitin susam kokusuyla ve sıcaklığıyla birleşir hava ne kadar soğuk olsa da o içilen çayın verdiği sıcaklık hiçbirşeye değişilmez benim için ..hele birde martıları izlemek dünyanın hiçbir yerinde bulamayacağınız bir durum hissiyattır.. herhangi bir memleketin en büyük şehrinde yenecek en pahalı yemeğe İstanbul manzaralı simit ve çayı herzaman tercih edeceğimi çok iyi biliyorum..kesinlikle denememiş olanlara tavsiyemdir..


GÖKYÜZÜNDEKİ MELEĞE

açtım ellerimi gökyüzüne doğru
yağan yağmurun avuçlarıma vuruşunu gördüm
her damlada mutluluğu hissettim
her damlada huzuru..
başımı kaldırdım gökyüzüne doğru
yağan yağmurun yüzüme vurmasını hissettim..
her damlada senin nefesini
her damlada seni gördüm..
düşümde gördüm ben bunları
düşümde gördüm hep ben seni gittiğinden beri
bir mum yaktım ışığında gördüm seni
camdan içeri bakan serçenin küçücük kanadında gördüm seni
okuduğum bi hikayenin kahramanında gördüm seni
yastığımın oyasında gördüm seni
yürüdüğüm sokakta oyun oynayan çocuklarda gördüm seni
denizin üstünde uçan martının gözünde gördüm seni..
her yağmur yağdığında gördüm seni
her yağmurda dışarı attım kendimi
her damlasında hep seni düşündüm seni hissettim
sen bana gökyüzünden bakarken
ben heryerde seni gördüm..




06.12.2002

GÖZLERİN DÜŞÜ..



Biliyorum ben yine yanlış gözlere bakıyorum..
Biliyorum ben yine yanlış gözlere yanıyorum..
Nedendir bilmiyorum
Hep bir çift göz beni bu hale getiriyor..
Serin sularda yüzüyorum 'yüzme bilmeden'
amaçsızca kulaç atıyorum sonsuzluğa
gözüm kapalı
dudağım lal olmuş..
uzakta bir gölge görüyorum
yakalamaya çalışıyorum 'boşa çaba'
uzakta sesini duyuyorum
kulaklarım sağır oluyor 'korkuyorum'
koşuyorum gözlerin gözlerimin önünde
soluk soluğa kalana kadar 'ama yoksun'
adını sayıklıyorum
özlemim dudaklarımda..
hep gidişin geliyor aklıma
ateş oluyor gözlerin
yanıyor kül oluyor..
hayal etmeye çalışıyorum 'son kez'
gözlerindeki son ışıkla
hatırlamaya çalışıyorum 'seni'
hatırlayamıyorum..
gözlerim kör olmuş göremiyorum..
dudaklarım kuruyor
adını sayıklamaktan...
bir yaprak gibi titriyorum 'yokluğunda'
ellerim üşüyor
avuçlarım kanıyor artık 'sıkmaktan'
bir çift göz uğruna
kendimi kaybediyorum sonsuzlukta..
yoruldum artık aramaktan 'bulamamaktan'
bir gün güneş doğuyor
yüzümde bir parıldamayla
açılıyor gözlerim
dudaklarım ıslanıyor nefesinle
sen geliyorsun 'yeniden'
gözlerinde yepyeni bir ateşle
bana geliyorsun..
tutuyorsun ellerimi 'ısıtıyorsun'
gözlerine bakıyorum 'geldinmi?'
ışıldıyorsun ellerim avuçlarında
ama bir anda bir karanlık oluyor yeniden
sen kabuslarımın içinde
bir rüya oluyorsun sadece..

05.02.2010

YANILMALARIM..

Aşkın sarhoşluğu ile yürüyorum yollarda
sendeleyerek
düşe kalka..
ıslak sokakların soğuk karanlığında
arıyorum ellerinin sıcaklığını
rüyalarımdaki seni arıyorum
sevgisiyle beni büyüten..
'sen'
sarmala ruhumu bedeninle
ıslak gözlerinle bak bana
doya doya ..
deniz kıyısında oturuyorum
kapatıyorum gözlerimi gerçeliğe
dalgaların şiddetiyle uyanıyorum
kafamı kaldırıp bakıyorum
mas mavi gökyüzüne..
yağmur damlaları ıslatıyor yüzümü
'seni hissediyorum'
yanımdaymışçasına sen..
gece oluyor dalga duruyor deniz duru sakin..
sen gibi yüzün gibi ..
denizde bir yakamoz 'sen' diyor
sen diyor gör beni diyor..
kalkıyorum ayağa yürüyorum denize doğru
kucaklıyor beni deniz..'şefkatle'
üşümüyorum artık..
bakıyorum yeniden gökyüzüne
yıldızlar..
yıldızlara senin ismini veriyorum
parlaklıkları sen gibi büyülüyor beni..
seni arıyorum 'yıldızlarda'
aniden
deniz yeniden çağırıyor beni
bak bana 'o' burada diyor
gitme uzağa ..
bu sefer üşüyorum gözlerim buğulanıyor
yakamoz kayboluyor rüzgar çıkıyor..
titriyorum..
bulutlar yıldızları kapatıyor
ben deniz kıyısında oturuyorum..
deniz artık beni istemiyor..
yollara düşüyorum gene
soğuk kara taşlı yollara..
koşuyorum 'durmadan'
arkamda bir gölgşehir yanıyor gözlerimin sarhoşluğunda..
ben bakakalıyorum sen giderken
kaldığım gibi..
görmemek için kapatıyorum gözlerimi
ayak sesleri duyuyorum 'koşan'
sesler duyuyorum 'çığlıklar'
açıyorum gözlerimi sokaklar bomboş
ben gene karanlık taşlı yollarda
'tek başına'
arkamda bir gölge 'bana ait' peşimde ...
aniden
deniz kokusu geliyor burnuma 'duruyorum'
içime çekiyorum ..
sen kokuyor..
hasret kokuyor
aşk kokuyor..
ben hala aşkının sarhoşluğu ile yürüyorum yollarda.



05.02.2010